İstanbul Bienali
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) 1987 yılından bu yana, farklı kültürlerden sanatçılar ve izleyiciler arasında görsel sanatlar alanında İstanbul’da bir buluşma noktası oluşturmayı amaçlayan İstanbul Bienali’ni düzenliyor. İKSV’nin şimdiye dek düzenlemiş olduğu on beş bienal, her iki yılda bir güncel sanatın yeni eğilimlerini bir araya getirerek izleyiciye sunarken, yurtiçi ve yurtdışındaki sanat çevreleri, sanatçı, küratör ve eleştirmenler arasında uluslararası bir kültür ağının kurulmasına olanak sağladı.
Venedik, São Paulo, Sydney bienalleri gibi benzerleri arasında bugün en prestijlilerinden biri olarak kabul edilen İstanbul Bienali, ulusal temsil modeli yerine, sanatçıların yapıtları aracılığıyla birbirleri ve izleyici ile diyaloğunu sağlayan bir sergi modelini tercih ediyor. Uluslararası bir danışma kurulu aracılığı ile belirlenen bienal küratörü, geliştirdiği kavramsal çerçeveye uygun olarak çeşitli sanatçı ve projeleri sergiye davet ediyor.
Bugün ülkemizde ve bulunduğumuz coğrafyada düzenlenen en geniş çaplı uluslararası sanat sergisi olma özelliği taşıyan İstanbul Bienali, sadece Türkiye’den değil birçok farklı ülkeden güncel sanatçının uluslararası alanda tanınmaları ve çeşitli etkinliklere davet edilmeleri konusunda önemli bir rol oynuyor.
Bienal kapsamındaki sergiler ve sergi kapsamında düzenlenen, eşzamanlı çeviri düzeninde uygulanan panel, konferans ve atölye çalışmaları sayesinde, hem genel izleyiciye hem de sanat öğrencilerine dünyadaki sanatsal gelişmeleri ve güncel tartışmaları izleme ve bu yolla tamamlayıcı bir eğitim olanağı da sunuluyor.
Tarihi
1987 ve 1989 yıllarında Beral Madra genel koordinatörlüğünde gerçekleştirilen ilk iki bienalden sonra, 1992’de Vasıf Kortun’un yönettiği İstanbul Bienali için İKSV, 1994 yılından itibaren tek küratörlü sisteme geçme kararı aldı. 1995’te René Block, 1997’de Rosa Martínez, 1999’da Paolo Colombo, 2001’de Yuko Hasegawa, 2003’te Dan Cameron, 2005’te Charles Esche ve Vasıf Kortun, 2007’de Hou Hanru, 2009’da çalışmalarını Zagreb’de sürdüren What, How & for Whom / WHW (Ne, Nasıl ve Kimin İçin) küratör kolektifi, 2011’de Adriano Pedrosa ve Jens Hoffmann, 2013’te Fulya Erdemci küratörlüğünde gerçekleştirilen İstanbul Bienali’ni 2015’te Carolyn Christov-Bakargiev şekillendirdi. Elmgreen & Dragset’in küratörlüğünü yaptığı 2017’deki 15. İstanbul Bienali’yle bienal, otuzuncu yılını kutladı.
- 1987 “Geleneksel Yapılarda Çağdaş Sanat”
Genel Koordinatör: Beral Madra (Türkiye) - 1989 “Geleneksel Çevrede Çağdaş Sanat”
Genel Koordinatör: Beral Madra (Türkiye) - 1992 “Kültürel Farklılık”
Yönetici: Vasıf Kortun (Türkiye) - 1995 “ORIENT-ATION – Paradoksal Bir Dünyada Sanatın Görünümü”
Küratör: René Block (Almanya) - 1997 “Yaşam, Güzellik, Çeviriler / Aktarımlar ve Diğer Güçlükler Üzerine”
Küratör: Rosa Martinez (İspanya) - 1999 “Tutku ve Dalga”
Küratör: Paolo Colombo (İtalya) - 2001 “Egokaç – Gelecek Oluşum için Egodan Kaçış”
Küratör: Yuko Hasegawa (Japonya) - 2003 “Şiirsel Adalet”
Küratör: Dan Cameron (ABD) - 2005 “İstanbul”
Küratör: Charles Esche (İngiltere) ve Vasıf Kortun (Türkiye) - 2007 “İmkânsız Değil, Üstelik Gerekli: Küresel Savaş Çağında İyimserlik”
Küratör: Hou Hanru (Çin/Fransa) - 2009 “İnsan Neyle Yaşar?”
Küratör: What, How & for Whom / WHW (Hırvatistan) - 2011 “İsimsiz (12. İstanbul Bienali), 2011”
Küratör: Adriano Pedrosa ve Jens Hoffmann - 2013 “Anne, ben barbar mıyım?”
Küratör: Fulya Erdemci - 2015 “TUZLU SU: Düşünce Biçimleri Üzerine Bir Teori”
Şekillendiren: Carolyn Christov-Bakargiev - 2017 “iyi bir komşu”
Küratörler: Elmgreen & Dragset
Basın ve 16. İstanbul Bienali
Başlığı 11 Aralık 2018’de düzenlenen basın toplantısıyla Yedinci Kıta olarak duyurulan 16. İstanbul Bienali, dünyanın önde gelen yayınları tarafından 2019’da görülmesi gereken sanat etkinlikleri arasında gösteriliyor.
İstanbul Bienali’nin çocuk ve gençlere özel olarak geliştirdiği program ve yayınlar, New York Times’ın da radarında!
Gazetenin 26 Haziran 2019 tarihli yazısında bienal direktörü Bige Örer, 2015’te yayımlanan “Zaman Makinesiyle Renkli Bir Gezinti: Çocuklar İçin İstanbul Bienalleri” kitabına; 2017’deki 15. İstanbul Bienali’yle birlikte Türkçe, İngilizce ve Arapça yayımlanarak çocukları bienalde bir gezintiye çıkaran “Opti ve Pesi” başlıklı kitaba ve çocuk ve gençlere yönelik atölye programlarına değiniyor. Bige Örer, 14 Eylül’de kapılarını açacak 16. İstanbul Bienali’nde Opti ve Pesi’nin maceralarının ve genç sanatseverlere yönelik atölyelerin de devam edeceği müjdesini veriyor.
The Telegraph: “İstanbul Bienali, saygınlığını katlayarak sürdürüyor.”
İngiltere’nin en çok okunan günlük gazetelerinden The Telegraph’dan Louisa Buck’un kaleme aldığı haberde 16. İstanbul Bienali, Venedik ve Sharjah bienalleriyle birlikte “2019’da mutlaka görülmesi gereken sanat etkinlikleri” arasında yerini alıyor.
The Art Newspaper: “İstanbul bir kesişme noktası.”
Londra ve New York merkezli The Art Newspaper da 16. İstanbul Bienali’ni kaçırılmaması gereken sanat etkinlikleri arasında listeliyor. Gazetenin kıdemli editörlerinden Gareth Harris’in 20 Aralık 2018 tarihli seçkisinde 16. İstanbul Bienali’nin Antroposen çağından esinleneceği vurgulanıyor.
The Culture Trip: “İstanbul, kadim bolluğun ve güncel yaratıcılığın bir bileşimi.”
Londra merkezli kültür ve seyahat yayınlarından The Culture Trip’in “2019 sanat ve tasarım durakları” listesinde Cape Town, Doha, Venedik ve Nantes şehirleriyle birlikte İstanbul’a da yer veriliyor. Haberde, İstanbul’u gezmek için en doğru zamanın 16. İstanbul Bienali’nin düzenlendiği tarihler olduğuna vurgu yapılıyor.
Apollo Magazine: “Nicolas Bourriaud, tarihsel durumumuzu yansıtan bir sergi şekillendirecek.”
İngiltere’nin saygın sanat dergilerinden Apollo Magazine’e göre de 16. İstanbul Bienali, “2019’da kaçırılmaması gereken bienaller” arasında.
Elephant Magazine: “Geleneksel sanat fuarı rotalarından bıkanlar için: İstanbul Bienali”
İngiltere merkezli bir başka sanat dergisi Elephant Magazine’in 2019’daki yenilikçi sanat etkinliklerini derlediği haberinde, Eylül’de İstanbul Bienali’nin açılacağı duyuruluyor.
Monopol: “İstanbul Bienali bu kez, 90’larda sanat algısını dönüştüren Nicolas Bourriaud’nun küratörlüğünde düzenleniyor.”
Alman sanat dergisi Monopol’e göre de 16. İstanbul Bienali, 2019’un öne çıkan sanat etkinlikleri arasında.
Financial Times: “Uluslararası sanat takviminin en öne çıkan etkinliklerinden biri de İstanbul Bienali.”
Financial Times’ın emlak sayfasında Jessie Williams’ın “İstanbul’da Yaşamak İçin 5 Neden” başlıklı haberinde şehrin bir çağdaş sanat merkezi olarak konumlandığı vurgulanırken, bu yıl uluslararası sanat takviminin öne çıkan etkinliklerinden biri olarak İstanbul Bienali gösteriliyor.
Sanat dünyasının önde gelen isimleri bu yıl görmek istedikleri etkinlikler içinde İstanbul Bienali’ne de yer verdi
Art Basel’in web sitesinde sanat camiasının önderlerinin gözünden 2019’un öne çıkan etkinliklerinden oluşan seçkide MoCo–Montpellier Contemporain Müzesi’nin Program ve Sergi Direktörü Vincent Honoré’nin ve Protocinema’nın Genel Müdürü Mari Spirito’nun beklediği sergiler arasında 16. İstanbul Bienali de yer alıyor.
Nerede
16. İstanbul Bienali, bu yıl Koç Holding sponsorluğunda, 14 Eylül-10 Kasım 2019 tarihleri arasında yine ücretsiz olarak düzenleniyor. Fransız küratör, yazar ve akademisyen Nicolas Bourriaud’nun küratörlüğünü üstlendiği Yedinci Kıta başlıklı bienal kapsamında altmıştan fazla sanatçının eserleri, Pera Müzesi ve Büyükada’da ziyaret edilebilecek.
16. İstanbul Bienali, başlığını okyanuslarda yüzen devasa atık yığınına bilim çevrelerinin verdiği isimden alıyor: Yedinci Kıta. Bienal sergileri, gerçek bir kıta olmaktan çok hayali bir nesne ve insanlığın yeni durumuna dair bir metafor olarak görülebilecek bu olguyu keşfetmek için yola çıkıyor. Bienal, insanların sebep olduğu doğal veya kültürel atıklara antropoloji veya arkeolojinin araçlarıyla bakan güncel sanat çalışmalarına yer vererek sanat ve ekoloji arasındaki ilişkiyi de tartışmaya açmayı hedefliyor.
16. İstanbul Bienali’nin üç mekâna odaklanan, yoğun bir sergi olarak düşünüldüğünü belirten küratör Nicolas Bourriaud, Haliç’te kullandıkları eski tersane binası ve Beyoğlu’ndaki Pera Müzesi’nin birbirine yakın; üçüncüsünün ise İstanbul’un güney kıyılarını çevreleyen Marmara Denizi’ndeki Büyükada, ya da eski adıyla Prinkipos olduğunu söylüyor.
“Mekânları belirlemek için kenti keşfetmek, tesadüfi karşılaşmaları da beraberinde getiriyor: O zamanlar metruk halde bulunan tersaneyi ilk ziyaretimizde, kıyılarda toplaşan muazzam kuş nüfusu dikkatimi çekmişti,” diyen Bourriaud, bu nüfusu da sergiye dahil etmek istediğini anlatıyor ve ekliyor, “Bu da beni Pier Paolo Pasolini’nin filmi Uccelacci e uccelini’den bir bölümü basın toplantısında göstermeye yöneltti. Bu bölümde karakterler, kuşlarla iletişim kurabilmek için onların dilini öğrenmeye çalışır. Benzer bir imge Büyükada’da da çıktı karşıma, devasa martılar öğle yemeği sırasında bizi izlerken…”
Bourriaud, her bir mekânın, serginin bir yönüne karşılık geldiğini söylüyor. Pera Müzesi, paralel dünyalara ait bir antropoloji müzesine, kurmaca arkeoloji ve tarihi yeniden icat eden sanatçılar için bir yere dönüştürülüyor. “Ana mekânımız olan Haliç’teki eski tersane, genişletilmiş antropoloji için bir yer olacak: insanların, hayvanların, bitkisel formların ve makinelerin cilveleştiği, iletişim kurma arayışıyla birbirlerine bağlandıkları bir dünyanın tanımı ve analizi olarak sanat,” diye ifade ediyor Bourriaud ve sözlerini şöyle tamamlıyor: “Son olarak da Büyükada, sanatçıların evleri ve eski binaları mesken edinecekleri, öne çıkan bir dizi projeyi barındıracak.”
Son Gelişmeler
Fakat son durumda herşey planlandığı gibi gitmedi. Haliç Tersanelerinde bienalin gerçekleştirileceği sahada, inşaat yapım sürecinin ve eski binalardaki asbestli malzemelerin temizlik çalışmalarının henüz tamamlanamadığı tespit edildi. Bu nedenle İKSV, çevre ve insan sağlığı üzerinde oluşabilecek riskleri ve zaman baskısını göz önünde bulundurarak, Tersane İstanbul’un bienal mekânları arasında yer almamasına karar verdi.
Pera Müzesi ve Büyükada’da yer alacak 16. İstanbul Bienali sergileri planlandığı gibi devam ederken, bienalin yeni mekânı ilerleyen günlerde duyurulacak.
Kaynak: https://bienal.iksv.org/tr