Günümüzde maalesef Corona virüsü (Covid-19) ile bütün dünya mücadele vermekteyiz. Ve geçtiğimiz günlerde pandemi ilan edildi. Pandemi dünya genelinde yaşayan insanların sağlığını tehdit eden bulaşıcı hastalıklara verilen bir isimdir. Geçmişte yaşanmış bunun gibi pek çok hastalık vardır: veba, kolera, ispanyol gribi…
Bu son derece tehlikeli hastalıklar pek çok alanda insanlık hayatında etkiler bırakmıştır. Bunlardan biri de sanattır. Bu gün ele aldığımız Jules Elie Delaunay’ın The Plague in Rome adlı eseri bunun örneklerinden yalnızca biridir. Veba salgınını tasvir eden bu eserde bol bol dini öğeye de yer verilmiştir.
Bu resim için ilk hazırlık çizimleri 1857’den kalmadır ve sanatçı Vicoli’deki San Pietro Roma Kilisesi’ne yaptığı ziyaretten ilham aldı ve 1476’dan kalma bir fresk veba salgını tasvir etti. Delaunay bu resmi çizdiğinde, hastalık artık çok uzun zamandır sorun olmaktan çıkmıştı ve edebi bir aktarımla buna atıfta bulunuyor:
Jacobus de Voragine’nin Altın Efsanesi’nden Aziz Sebastian’ın hikayesini anlatan bir parça:
“ve sonra iyi bir melek göründü, mızraklı kötü bir meleği komuta eden, her bir eve saldırmak için ve her evin kapıdaki darbe sayısı kadar ölü.”
Merkezi boşluğun etrafında, arka plana yakın birkaç ev, kaçak ve Marcus Aurelius’un atlı heykeli, ressam sağ altta dehşetin habercisi iki melek tarafından dengelenen sol alt gölgelerde veba kurbanları düzenlemiştir. Sağ alt köşede, kısmen üstlerindeki bir oyukta görülebilen Aesculapius heykelinin (Roma tıbbı tanrısı) heykelinin dibine iki figür sokulur. Sol üst köşede, beyaz cübbeli bir rahip grubu yaldızlı bir geçit haçının arkasında ilerliyor.
Sembolizm ve fantezi arasında gidip gelen ve 1869’da Paris’teki Salon’da en çok beğenilen ve yorumlanan eserlerden biri olan bu resimde yaşam ve ölüm, putperestlik ve Hıristiyanlığa karşı çıkılıyor.