Peter Paul Rubens, Cennetin Anahtarının Petrus’a Verilişi, 1614, Gemaldegalerie, Berlin
Merhabalar; bugün sizlere Barok Sanatın öncü isimlerinden olan Peter Paul Rubens’in 1614 yılında yaptığı “Cennet Anahtarının Petrus’a Verilişi” eserinden söz edeceğim. Eser şuan Berlin Gemaldegalerie’de sergilenmektedir.
Resimde Hz. İsa’yı iki adet anahtarı (cennet anahtarılarını) havarilerin tanıklığında Petrus’a verirken izliyoruz. Sol taraftaki, kırmızı elbiseli figürün, sağ göğüs altı hizasındaki yara izi (Yuhanna İncili’ne göre İsa çarmıha gerildiği sırada başında bekleyen askerlerden birisi, elindeki mızrağı, İsa’nın sağ böğrüne saplar. Buradan kan ve su çıkar. Bu yara izi İsa’nın resmedildiği çoğu eserde onun tanınması için temsil oluşturur.). ve başının arkasındaki ışık hüzmesi bize bu kişinin Hz. İsa olduğunu gösteriyor. Sanatçı İsa’yı başı dik, saçları omuz hizasında hafif dalgalı, saçları ve sakalı kahverengi resmetmiş. İsa, kolları ve gövdesindeki kaslara bakarsak oldukça güçlü ve heybetli duruyor. İsa bu eserde olduğu gibi pek çok diğer eserlerde de kırmızı veya lacivert renginde elbise giymişken resmediliyor. Neden kımızı da başka bir renk değil peki? Çalışmalarda İsa’ya atfedilen bu renkler, onun, iyilik ve merhametle dolu annesi Meryem’den edindiği, Tanrısallık karakterinin varlığını temsil eder.
En önde duran figür yan profilden ama biraz da arkası dönük olacak şekilde resmedilmiş. Vücüdunu saran sarı renkte bir elbisesi var. Saçı, sakalı, bıyığı beyaz olan figürün diğerlerine nazaran daha yaşlı olduğunu görebiliyoruz. Bu figür Aziz Petrus. Petrus on iki havariden en yaşlı olanıydı. O yüzden böyle resmedilip ilk akla onun gelmesi sağlanmış olabilir. Petrus’un dizleri hafif kırık İsa’nın önünde eğilmiş, ona uzattığı anahtarları alıyor. Yüzünü tam göremesek de bakışlarını İsa’ya kenetlediğini hafif mahçup bir tavırda olduğunu sezinliyoruz. Resimde İsa ve Petrus dışında dört kişi daha var bunların diğer havariler olduğunu tahmin ediyoruz. Havarilerin bakışları şaşkınlık içerisinde ve gözleri Petrus’a verilen anahtara kenetlenmiş durumda.
Rubens bu eseri Matta İncilinde Petrus ve İsa arasında geçen bir olayı betimlemek üzere yaptığını görüyoruz. İncilde yazana göre İsa, Petrus’a
“Ben sana diyorum ki, sen Petrus’sun (Simun) ve bu kaya üstüne kilisemi kuracağım. Ölüler ülkesinin güçleri onları alt edemeyecektir. Göklerin hükümdarlığının anahtarlarını sana vereceğim, yeryüzünde her ne bağlarsan, göklerde bağlanmış olacak ve yeryüzünde her ne çözersen, göklerde çözülmüş olacak” (Matta 16:18 -19)
Resmin bütününe baktığımızda figürler üçgen oluşturacak şekilde konumlandırılmış. Resim sanki bizi de olaya tanıklık etmemiz için içeri davet eder gibi. Esere ışık sol taraftan vuruyor. Işık – gölge oyunuyla resimdeki tüm dikkati İsa ve Petrus üzerine çekiyor. Rubens gerçektende çok iyi bir iş çıkarmış.
