Son dönemlerde fazlaca görmeye alışık olduğumuz UNİCORN veya Türkçe ismi ile TEKBOYNUZ gerçekte var mıdır? UNİCORN’lar nerede yaşar? TEKBOYNUZ mitolojisi nedir?
Tekboynuz’lar son dönemde fazlasıyla gündeme gelmiş bir figür olmasına karşın mitolojik geçmişi çok daha gerilere gidebilmektedir. Hatta Çin’de fazlasıyla saygı gördüğü bilinen bu ‘’canlılar’’ Phoenix,Kaplumbağa ve Ejderha ile yeryüzünün yaratılmasına katkıda bulunan canlılar olarak kabul edilmiştir. Bunun yanı sıra bu varlığın yaşadığı dönem olarak 4 bin yıl önce yani dünyayı şekillendirdiği inanılan 5 efsanevi imparatordan Yao dönemi belirtilmiştir.
Bu varlığın Çin inanışında önemli bir yerinin olma nedenleri arasında Çin hükümdarlarının çoğunun Tekboynuz sahibi olduğu söylenebilir. Hatta öyle ki bu varlığın Fu Hsi’ye yazı yazmayı öğrettiği Huang Di’nin ise uzun ve barış dolu saltanat yıllarının bu varlığın etkisi olduğuna inanılmaktadır. Çin Tekboynuz’ları geyik gövdeli,öküz kuyruklu,at toynaklı ve başının ortasında bir boynuz bulunduran canlılar olarak geçmektedir. Birde ZHİ adında şeytanın yardımcılığını yaptığına inanılan Tekboynuz’lular vardır. Tekboynuz’lar ki ve lin (erkek-dişi) olarak ayrılmışlardır. Ayrıca adaletin sembolü olarak görüldüğü için Çin mahkemelerinde bir dönem sembol haline gelmiştirler.
Fakat bu mitolojik varlık sadece Çin’le sınırlı kalmamıştır. Birçok mitolojide yer alan Tekboynuz’lar genellikle kafasında bir adet boynuz bulunan at olarak bilinir. Latince olan Unicorn sözcüğü; “bir-tek” anlamına gelen uni- ve “boynuz” anlamına gelen cornus sözcüklerinden oluşmuştur ve türkçe karşılığı Tekboynuz’dur. Genellikle saf ve masum olduğuna inanılan bu varlığın kanının içeni ölümsüz kıldığına fakat buna tezat olarak öldürmenin kişiyi lanetleyeceğine inanılır. Tekboynuz’lar bu özelliklerinden dolayı birçok yapımda karşımıza çıkmaktadır. Bu canlıların bir başka inanışına göre ise yakalanması epey zordur ve yakalanmalarının tek yolu bakire kızların yanına yaklaşmalarıdır. Sadece bu şekilde yakalanabileceğine inanılır. Tekboynuz’ların bu gün yaşadığına inanılmasa da çok değil yakın tarihlere kadar var olduğuna inanılmaktaydı.
Tekboynuz’lar adalet,saflık,asillik,güç ve barış’ın sembolü olarak karşımıza çıkarlar. Batı’da “Unicorn” olarak geçip bembeyaz, Doğu’da ise renkli olarak tasviri karşımıza çıkar. Bu canlının anavatanı ise Hindistan’dır. MÖ 416’da Kniduslu Şifacı Kteisas hasta olan Pers kralı II.Darius için İran’a davet edilmişti. Burada 18 yıl kalan şifacı daha sonraları anılarında Hindistan’da beyaz gövdeli,koyu kırmızı başlı, mavi gözlü ve normal atlardan çok daha büyük başında yaklaşık 80cm uzunluğunda bir canlıdan bahsetmişti. Bu canlıyı Unicorn adıyla anmış ve boynuzunu toz haline getirerek panzehir olarak kullanıldığını belirtmişti. Bundan yaklaşık bir asır sonra ise İyonyalı Megasthenes Hindistan’a gitmiş ve Kartazoon adlı bir hint tek boynuzunun da içinde geçtiğini eserden alınan alıntılardan öğrendiğimiz 4 ciltten oluşan bir eser yayınlamıştı.
Daha sonra ise Herodot Afrika’da yaşadığından bahsettiği tekboynuzlu bir eşek türünden bahsetmiştir. Bunun yanında 2 çeşit Tekboynuz bulunduğunu vurgulamıştır. Roma İmparatoru Julius Caesar ise Gal Savaşı (De Bello Gallcio) adlı eserinde ise Herkynian Ormanı’nda yaşadığından söz eder. Ayrıca Romalı doğa bilimci Yaşlı Pliny monoceros olarak bahsettiği varlığı at gövdeli, geyik kafalı, fil ayaklı,domuz kuyruklu olarak betimler.
Tüm bunların yanı sıra Tekboynuz’lar birçok dinde de görülür. Özellikle Kral James İncilinde adının (6 defa) geçtiği görülmektedir ve İbranice güç anlamında kullanılan reem kelimesiyle ilişkilendirilmiştir. Bir dönem kilise Tekboynuz’u Hz.İsa ile özdeşleştirmiş ve boynuzunu Hz.İsa’nın alçak gönüllü olmasıyla ifade etmişti. Yahudi inancında ise canlıların en vahşisi olarak bahsedilen Tekboynuz’lar cennetten kovulan Âdem ile Havva’ya eşlik ettiği geçerken bazı kaynaklarda Nuh’un gemisinde bir çift Tekboynuz’un da yer aldığı ama fazla yer kapladıkları için gemiden atıldıkları geçmektedir. Marco Polo’nun ise bahsedilen Tekboynuz’un gergedan olduğu savunulmaktadır. Ortaçağ söylenceleri arasında Cengiz Han’ın bir Tekboynuz’a bindiği de vardır.
Ve bu varlığın resmi kayıtlarda son görüldüğü dönem ise 1741 Londra’dır. Son Unicorn boynuzunun bu dönemde satıldığı kaydedilmiştir. Ne var ki bu dönemde sadece bir mit olduğuna inandığımız bu varlık geçmiş dönemde yaşamış bir canlı olması olası bir ihtimaldir. Günümüzde Unicorn veya Tekboynuz adıyla bildiğimiz ve mitolojik bir canlı kabul ettiğimiz bu canlının en eski dönemlerden beri fiziksel olmasa bile var olduğunu rahatça söylenebiliriz…
Kaynak:ÖZHAN,Öztürk;Dünya Mitolojisi,Nika Yayınları,Ankara,2016
[…] Saflığın Ve Masumluğun Simgesi Tekboynuz ; Unicorn […]